Metin Çulhaoğlu
“Riskli” öngörüler yazısı
Zamanında dünyaya bakarak “tarihin sonu”, “ideolojilerin sonu”, vb. diyenler bugün hala itibar görebiliyor, lafları dinlenebiliyor; buna karşılık bir zamanlar Türkiye’de AKP’ye olmadık misyonlar biçenlerin bugünkü hali ortada.
“Acıların hareketi” mi?
Bütünlük ve süreklilik taşıyan bir tarihsel değerlendirmenin desteğinden yoksun olarak tarih, genellikle maruz kalınan darbeler, cinayetler, kayıplar, katliamlar ve infazların hatırlanmasına ve hatırlatılmasına indirgenmektedir.
Meğer ne çok NATO’cu varmış…
Bugün ilginç sayılabilecek durum, hepsi bir şekilde “solcu” olduklarını söyleyen geleneksel-Kemalist çevrelerle bir dönem AKP yandaşlığı yapıp bugün rejime karşı duran liberallerin NATO’culukta buluşmasıdır.
Hareketin bereket getirmesi için…
Hareket, canlılık, dinamizm, vb. bunlar kuşkusuz olumlu şeylerdir. Ne var ki, örgütlenip belirli bir kalıcılık kazanmayan hareketlerin ne kadar canlı görünürlerse görünsünler yarın bir gün sönümleneceği ve herhangi bir hareketin kuruculuk misyonunun ögeleri olamayacağı da bilinmelidir.
Solda “çıkar telefonunu” çokbilmişliği
Bilgilenme, değerlendirme ve analiz safhası ile pratik ve eylem safhası arasında her zaman bir açı olmuştur, bundan sonra da olacaktır.
Sosyalizmin “ayar verme” zorunluluğu üzerine
Bugün gördüğümüz ve ancak “histeri” sözcüğüyle ifade edebileceğimiz kimi aşırılıklar zamanla durulsa bile, yeni dönemi tanımlayan başat özelliğin yeni/yeniden/yenilenmiş “soğuk savaş” olacağını şimdiden söyleyebiliriz.
İkisinden birine taraf olmak zorunda mıyız?
Doğruları söyleyerek kendi yolunu açmaya ve insanları bu yola katmaya çalışan bir öznenin kendi dışındaki süreçlerin ortaya çıkardığı her ikilikte mutlaka bir tarafı tutması gerektiği, tutmazsa diğer tarafta yer almış olacağı düşüncesi ilkel bir mantığın ürünüdür.
Beyaz adamın çatallı diliyle Rusya-Ukrayna krizi
Rusya’nın emperyalist bir ülke olmaması, bu ülkenin yayılmacı niyetlerine, bu arada son olarak Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalesine hayırhah bakmanın gerekçesi olamaz.
İki alana ilişkin gözlemler ve tespitler
Pek çok çevreden duyduğumuz şudur: Bugün yüksek öğrenim gençliğinin, en “masumu” bile olsa kampüs ortamlarında (sol) siyaset yapabildiği bir üniversite, yüksek okul vb. neredeyse yoktur, kalmamıştır.